Mutluluğa Dair Tamamen Öznel Bir Değerlendirme

yazar:

kategori:

Mutluluk kavramı tarih boyunca süregelen tüm filozofların, psikologların, yazarların, şairlerin en önemli konusu olmuştur.

Peki bu kadar farklı uzmanlık alanları tarafından incelenen mutluluk gerçekten nedir? Bu soruya genel bir cevap ararken geçmişten kalma bir alışkanlıktan TDK’ya başvurdum. TDK’ya göre “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu.” olarak tanımlanmıştır mutluluk. Tanımda “bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak” diye bahsedilen mutluluk, kesintisiz ve tümüyle daha iyisine koşullu bir mutluluk olabilir yalnızca. Bu da bizim için mutluluğu çok ulaşılmaz kılar. Mutluluk, bu tanımla birlikte tıpkı şimdilerde olduğu gibi bir toplama ve çıkarma meselesine indirgenmiş, diğer her şey gibi matematiksel olarak hesaplanacak bir şeymiş gibi tasvir edilmiştir. Bir takım sahip olma meselesi. Hep daha iyisine.

Mutluluktan “hep daha iyisi olma, hep sevinçli ve güzel şeyleri yaşama” olarak söz edersek eğer yaşam boyu mutsuzluğa kapı açmış oluruz. Oysa mutluluk dediğimiz şeyde tüm duygular, yaşantılar eşit öneme sahiptir. Mutluluğu sadece sevinçli ve daha iyi olma ütopyasından çıkarıp, şimdi tüm yaşantıları kucaklayarak yakalayabiliriz.

“Kimler daha mutlu?” sorusundan yola çıkarak mutluluğun kaynaklarına bakılan bir araştırma bulgusuna göre, mutluluğun %50’sinin genetik, %10’unun demografik faktörler tarafından belirlendiği bulunmuştur. Maalesef ki mutlu olmanın tamamı bizim elimizde değildir, genetik mirasımız mutluluğun en önemli yordayıcılarındandır. Fakat iyi haber, mutluluğun %40’ı amaçlı davranışlarımız tarafından belirlenir. Yani insanlar genetik mirasa rağmen kendi seçimini yapabilir. Bunlara göre mutluluk, öğrenilebilir bir durumdur.

Öznel bir mutluluk tanımı yapmak gerekirse eğer, mutluluğun bir seçimden ibaret olduğunu ve belli koşulları içinde barındığını düşünmekteyim. Mutluluk bir seçim meselesidir dedik. Peki bu seçimimizin nasıl farkında olabiliriz? Hangi durumlarda mutsuz olduğumuzu bilerek. Aslında mutlu olabilmek, mutsuz olabilme kapasitemizde yatmaktadır. Bizi mutsuz eden, problem olarak nitelendirdiğimiz durumların farkındalığı, kontrolü elimizde olan durumları değiştirme cesaretinde bulunma ve kontrolü elinde barındıramadığımızın durumların kabulü. Mutsuzlukla baş edebilmemizi sağlayan tüm bu faktörler bizi, mutluluğa hazırlar.

Nasıl daha mutlu oluruz?

Mutluluğu bir sahip olma/olmama hattından çıkarıp, memnun olma, teşekkür etme, kâfi diyebilme hattına geçebilirsek. Yani mutluluğu her zaman, her koşulda en iyisine sahip olmaktan çıkarıp; aslında şu an ile temas halinde olarak, rutinde saklı olan bir potansiyel olarak görürsek eğer bu mutluluk kervanına katılabileceğimizi düşünmekteyim.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir