Yazar: Begüm Bartan
-
Karşılaşma Cesareti
Anne babalarımızın karşılaşmasıyla başlayan hikayelerimiz… Bizi oluşturan iki hücrenin karşılaşması ve bir araya gelmesiyle. Bir temas, bir edim ve bir yaratma süreci. Hayat birtakım karşılaşmalar yumağı. O kişiyle, o kitapla, o filmle ve belki bir şehirle karşılaşma ve bu şekilde yaratma süreci. Bu karşılaşmalara ne kadar izin verdiğimiz de kendimizi ne kadar dönüştürebildiğimizin temel belirleyicisi.…
-
Ebeveynlerimizden Kalan Miras: Kaygı
Ebeveyn ile ilişkimizden miras kalan kaygı duygusu, büyüdüğümüzde bastığımız zeminde depremler olmasına sebep olmakta, tabiri caizse ayaklarımızın yere sağlam basmasını engellemektedir. Çocukken “Anne korkuyorum, uyuyamıyorum” isyanımızın alt metninde uyku sorunlar değil bağlanma sorunları yatmaktadır. Bağlanma sorunları anneye yapışarak; annenin varlığını sürekli olarak hissetmek istemeyerek ya da kendi başıma uyuyorum imajı vererek aşırı uyarılmış sinir sistemi…
-
Kederlenebilme Becerisi Üzerine
Yaşam boyu olumlu/olumsuz birçok yaşantıyla karşılaşırız. Genellikle sözüm ona olumlu olayları misafir eder ve onlara tutunuruz; olumsuzları görmezden gelir, yok sayar ve onlardan kaçarız. Tüm isteğimiz olumlu yaşantıların bizimle kalması, mutluluğun olağan rutinimiz olması. İşte bu her zaman, her koşuldaki mutluluk dayatmamız, bizim için hayatın diğer yanının yani olumsuz diye adlandırdığımız yanının dışlanmasına, ondan beslenme…
-
Mutluluğa Dair Tamamen Öznel Bir Değerlendirme
Mutluluk kavramı tarih boyunca süregelen tüm filozofların, psikologların, yazarların, şairlerin en önemli konusu olmuştur. Peki bu kadar farklı uzmanlık alanları tarafından incelenen mutluluk gerçekten nedir? Bu soruya genel bir cevap ararken geçmişten kalma bir alışkanlıktan TDK’ya başvurdum. TDK’ya göre “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu.” olarak tanımlanmıştır mutluluk. Tanımda “bütün özlemlere…
-
Toplama-Çıkarma İşlemi Haline Gelen Hikayelerimiz
Anne babamızın kavuşması ile başlayan hikayelerimiz… Hepimizin o ilk kavuşmadan bu yana tek bir hikayesi vardır aslında. Anne babanın bilinçli ya da bilinçsiz kararı ile dünyaya gelmemiz, doğum, kavuşma aynı zamanda kopuş, ilk çaresizlik, ilk terkediliş… İşte böyle başlar hikayelerimiz, her birimizin. Zaman geçtikçe etrafımızdaki herkes bu hikayelerimize bir şeyler ekler veya çıkarır. Çocukluk dönemimizde…
-
Var olmak, Bağ Kurmaktır.
İnsan yavrusu dünyaya geldiğinde fizyolojik bakıma ihtiyaç duyduğu kadar psikolojik bakıma, duygusal yakınlığa da ihtiyaç duyar. Bireyin fiziksel doğumunun yanında ruhsal doğumu da bir ötekinin varlığı ve onunla kurduğu bağ sayesinde gerçekleşir. Doğduğu andan itibaren birey, bir başkasının bakışına, varlığına göre ben varım ve buradayım der. İşte sevgi ve bağ kurma arayışımız burada başlar. Sevgi…
-
Bölünmüş Çocukluk: Çocukların Bağlanma Stilleri ve Boşanmanın Çocuk Üzerindeki Psikolojik Etkileri
Dünyaya geldiğimiz andan itibaren benliğimizi yaratmadaki en önemli etken ebeveyn- çocuk ilişkisidir. Ebeveynle kurulan ilişki, dünyayla kurduğumuz ilişikinin kökünü oluşturur. Bu kök bizim yaşamımız boyunca ilişkilerimizi nasıl yaşayacağımızı belirler. İşte biz bu köke psikoloji literatüründe bağlanma diyoruz. Bağlanma çok kısaca, ebeveyn üzerinden dünyayla kurulan bağ sürecidir. Bağlanma kavramının özünde, ebeveyn tarafından karşılanması gereken sevgi, ilgi…
-
Uzaklaşmayın, Uzlaşın!
İnsan olarak hayatta kalma ve kendimizi korumaya programlanmış varlıklarız. İnsanlık tarihinin başlarına bakacak olursak, kendimizi korumak ve hayatta kalmak için ayarlanmış olan beyin yapımızın o zamanlarda neslin devamlılığı adına bu nitelikleri barındırması oldukça manidar. Bu yapıya sahip olan sinir sisteminde, tehlike hissedildiği anda bir alarm çalmaya başlar ve bu alarm sistemi savaşmak ya da kaçmak…
-
Dünyaya Bakılan Pencereler: Temas Biçimleri
Temas, yakınlık kurabilmenin en temel yoludur. Hem değişme ve büyüme hem de birtakım patolojilerin davetidir. Birey ihtiyaçlarını temasla karşılar, temas sonucu doyuma ulaşır ve geri çekilir. Bu temas ve geri çekilme döngüsü ritmik şekilde gerçekleşir. Ritmi belirleyen, temasın nasıl ve ne şekilde kurulduğudur. Bu ritmin bozukluğu, hayatın fonunun bozulduğuna işaret eder. Temas etmenin ilişkilerdeki karşılığı,…
-
Güzelizm Çağı
Sahi neydi güzel? Neydi güzellik? Sahip olmaktı ya da olmaktı. Selvi Boylum Al Yazmalım filmi çağımızdaki güzellik anlayışı hakkında olsaydı replik böyle olurdu herhalde. Sahi neydi güzel? Güzel kelimesinin kökenine baktığımızda “gözel” kelimesinden geldiğini görmekteyiz. Gözel; görmek, göz, görecelilik demektir. Yani güzeli güzel kılmak bizim elimizde ya da gözümüzde. Siz mesela, sizin sokakta güzele ne…